Cinlerle Nasıl İletişim Kuruluyor?

Cinlerle kontakt kurma hakkında bugün sizlere bilgiler aktaracağız ; Tüm bu ruh çağırma (!) dalaverelerinin kökünde eskilerin “Hüddam bilimsel”, halkın da “CİN`cilik” söylediği sorun yatmaktadır.

Bilhassa eskilerin ve Anadolu halkının yakından bilmiş olduğu bu mevzu şöyledir:
Bazı tesbih yada duaların birer “HADİMİ” yâni “hizmetlisi – görevlisi” vardır.
Eğer bir şahıs oturup, o kelimeyi yada duayı adedince okur, sonrasında da karşısına dikilen CİNden, o an için korkmadan bir şey isteyebilirse, o şey derhal olur!.
Yada o CİNin kendi emrine girmesini isterse, o CİN artık onun hizmetkârı durumuna girer!. Bunun için de bir fazlaca formül vardır!.
Bu formülleri bünyesinde toplayan bir fazlaca kitaplar yazılmıştır eskiden ki, bunların içinde en meşhuru; “KENZÜL HAVAS” ismiyle bilinenidir. Bu kitabın içinde bir fazlaca formüller vardır…Sadece burada şunu da hatırlatalım ki, “HÜDDAM”cılık ile “RUH ÇAĞIRMA(!)-SPİRİTUALİZM” içinde fazlaca büyük bir fark vardır. İşte o fark da şudur:

Ruh çağırma(!) yada spiritualizm denen oyunda CİNlerle temasa geçen kimseler, daima CİNLERİN elinde oyuncak olurlar…

Aynen aslan eline düşmüş tavşan şeklinde; CİN de onları istediği şeklinde elinde oynatır… Ve onlar bu durumu asla fark edemezler.

“Hüddam” ilminde ise, formül, öteki yan şartlarıyla beraber tam olarak uygulanabildiği vakit;insan, CİNni tam anlamıyla pençeleri altına alır; ve ona tüm istediklerini yaptırabilir. Hattâ, bir insanı bile, bu yolla o CİNine öldürtebilir. Aksi halde, yâni emre uymadığı vakit o CİN perişan olur.

Bu sebeple, bu ilmin kullanılmasında, insan için diğeri sisteme gore mutlak bir avantaj vardır.İşte aradaki bu fark sebebiyle, eskilerin ve günümüzde de yalnız birkaç kişinin bilmiş olduğu “Hüddam bilimsel”, spiritualizmden kat be kat üstün durumdadır. Bu sebeple, anlattığımız suretiyle, bu ilimde insan için CİNni emri altına almak söz mevzusudur. “Spiritualizm” diye yada “Ruh çağırma(!)” diye malum CİNlerle bağlantı hâlinde ise, CİNni asla bir halde, bir bilgiyi vermek yada bir işi yaptırtmak için zorlamak söz mevzusu değildir.
Sadece burada şu hususu da fazlaca iyi bir halde anlatmak gerekir;Eğer bir şahıs “Hüddam bilimsel’’nin gereği olan formüllerden birini hayata geçirmeye kalkar da; sonrasında
başlamışken, şu yada bu sebeple; meselâ formülü uygularken yarıdan itibaren duyacağı seslerden yada o sırada gözüne görünen acaip şekillerden korkarak yarıda bırakırsa, işte o anda onun için felâket adım atar.

Onun, tesiri altına almaya çalmış olduğu CİN, o anda onu kolaylıkla avlar ve bu şahıs CİNi emrine almaya çalışırken, CİN onu yakalamış olur… Ki bundan sonrasında, o şahıs artık CİNnin emrine bağlıdır. Böylece, Dimyata pirince gidilirken evimizdeki bulgurdan da olunur.Bu sebepledir ki, “Hüddam bilimsel”ne dayanan bir formülü, ya asla yapmamalı, ya da başlanıldığı vakit, ne pahasına olursa olsun sonuna kadar yapmalıdır.Nitekim bu formülün tam olarak yapılmaması için o CİN, bir ekip gürültüler oluşturur yada sesler çıkartır, âdeta içinde bulunulan evi yada katı yıkılıyormuşçasına gürültülerle sarsabilir; akla hayâle gelmeyecek korkulu şekillerde göze görünebilir!. İşte tüm bunlar olmasına karşın, kişinin tüm
soğukkanlılığıyla elindeki formulü bitirmeye emek vermesi îcabeder.

Nitekim, “fazla tesbih çekmekten deli oldu”, diye halk içinde anılan hal de bu esasa dayanır.Bir kişinin yönlendiricisi olmaksızın ve formülü bilmeden rastgele tesbih çekmesi, ister istemez bir şifreyi meydana getirir ki, bu durumda, o anda şifreyle bağlantılı olan CİN otomatikman harekete geçip, o kişiyi hükmü altına alır… Ve o kimsenin bu durumdan haberi yoktur

 

Ve o CİNi denetim altına alabilecek güce de haiz değildir. Artık ister istemez o CİNle iletişimleri başlamış olur.
Bu birlikteliğin başlaması da kimi zaman kulağına, kimi zaman da içine gelen seslerle olur… Kezâ bundan ilkin de burun yöntemiyle kokular tesbit eder kimi zaman… Ve sonunda CİNleri çeşitli biçim ve giysilerde görmeye adım atar bu yolunda devam ederse…
Bu şeklinde kişler, duydukları sesleri yada aldıkları kokuları ya da gördükleri şeyleri bu mevzuyu bilmeyen kişiler içinde açarlarsa, derhal “aklını kaçırdı”, “oynattı” diye nitelendirirler ve hastaneye kaldırılırlar. Oysa tıp hemen hemen bu mevzuda âcizdir. Elektro-şokla tedavi etmek ister fakat bunu da başaramaz!.
Bu şeklinde kişiler, artık halk içinde “meczup” “zararsız deli” tâbirlerine muhatap olarak hayatlarına devam ederler.
Bu şeklinde kişiler eğer içine düştükleri duruma karşın, bu sahada yetkili bir şahsın eline geçerlerse, o halden kurtulmaları yollarının düzeltilmesi ve o yolda ilerlemeleri mümkündür.

Aksi halde yaşam boyu bu durumdan kurtulamazlar… Artık onlar “deli” olmuşlardır.

Bundan önceki yazımız olan Sihrin Kökeni Cinlere Dayanır başlıklı makalemizi de okumanızı tavsiye ederiz.

Bu makaleyle ilgili geri bildirim gönderin.

Rate this post
Yorum yapın

Bağlama Büyüsü Bağlama Büyüsü Bağlama Büyüsü Bağlama Büyüsü Bağlama Büyüsü Bağlama Büyüsü Bağlama Büyüsü Bağlama Duası Aşk Duası Aşk Büyüsü Aşık Etme Duası